Bana Masal Anlatma, küçüklüğünüzde dinlediğiniz bir masal kaldığı yerden devam ediyor ama tek farkla, hayatınızın tam ortasında.
Fantastik bir komedi senaryosuyla karşımıza çıkan "Bana Masal Anlatma" günümüz basit içerikli sözde komedi türlerine gözle görülür bir fark atıyor. Masal ve gerçek birbirine karışırsa neler olur sorusuna değişik bir yanıt veren film oldukça başarılı olmuş. Çoğu Amerikan filmlerinde gördüğümüz fantastik komediler bizlere samimiyet duygusunu veremezken "Bana Masal Anlatma" bu görevin üstesinden layıkıyla gelmiş.
Hikaye; saf, temiz ve iyi yürekli Rıza (Fatih Artman)'nın hayatına eski bir masalın esas kızı, güzeller güzeli Ayperi (Hande Doğandemir)'nin dahil olmasıyla gelişen olaylar bütününü anlatıyor. Çekingen, sevdiği kıza açılamayan bir karakter olan Rıza tam bir boşluğa düşmüşken başına gelebilecek en güzel şeyle karşılaşır. Ayperi kendisine anlatılan kahramanının peşindeyken Rıza da kahraman olmanın peşindedir. Bu ikilinin fantastik birleşiminden meydana gelen sıradışı olaylar seyircide ilgiyi sıcak tutmayı başarıyor. Filmde komedi ve dram öyle bir bağlanmış ki kahkahaların hemen ardından gözyaşlarına boğulabiliyorsunuz. Boş bir komedi olmaktansa sağlam bir mesaj vermeyi tercih eden "Bana Masal Anlatma" eskilerde kalmış mahalle dayanışmasına iyi bir örnek olmuş. Aynı zamanda evlerine mahkum olmuş kadınlara da gönderme yapan film sosyal mesajları yerinde ve anlamlı kullanmış. 300 Spartalı'nın unutulmaz sahnesi de tam yerinde kullanılmış. Aşırı uçları birbirine bağlamayı ustaca başaran yazar ve aynı zamanda yönetmen Burak Aksak iyi iş çıkarmış diyebilirim. Arabeskçi zenciler ve Şangay Beşlisi de farklı bir tat katmış. Fakat yan rollerin hayat hikayelerinin senaryoya dahil edilme çabası ana hikayeden kopmalara sebep olmuş. Jilet ve Neriman'ın hikayesinin filmde çok bir amacı olduğunuda düşünmüyorum. Dikkat çeken diğer bir ayrıntı da filmin giriş sahnesi olarak hazırlanan animasyon. Bu kısa ama anlam yüklü animasyonda ayrıca harikaydı. Türk sinemasının animasyon konusunda bu derece ustalaşmasının ise ayrı bir gurur vesilesi olduğunu söyleyebilirim. Zaten hikayenin bel kemiği niteliğinde olan masalın bu animasyonla canlandırılması ve Yılmaz Erdoğan'ın şiirsel anlatımıyla sunulması filme apayrı bir lezzet katmış.
İyi ve kötünün bitmeyen savaşını izlemeye devam edeceğimiz filmde, belkide çoğumuzun küçük yaşlardayken yaşamayı hayal ettiğimiz güzelliklerin gerçekleşirse nasıl bir şekil alacağını da keyifle seyredebileceğimiz bir yapım. Verimli şekilde kullanılmış zeka içeren senaryonun ürünü olan bu yapımı izlenmeye değer bir emek olarak görüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder