19 Şubat 2015 Perşembe

SEVİMLİ Mİ YOKSA TEHLİKELİ Mİ? | Bilenadamlar Eleştiri

sevimli-mi-yoksa-tehlikeli-mi

  Son zamanlarda çevrilen Türk filmleri tam anlamıyla bir patlama noktasındayken ve şu sıralar sinemaların salonlarının yarısından çoğunu Türk filmleri kaplıyorken, bizde bu furyadan kendimizi uzakta tutamadık...

 Aslında, klasik senaryolara sahip Türk filmlerini sinemada izlemekten yana değilim. DVD’leri çıkıp ev sinemasına hizmet etmeye başladıkları zaman alıp, bilgisayarımın yada televizyonumun karşısına geçip o şekilde izlemekten yanayım. Nedeni de belirttiğim gibi, Türk sinemasından çok farklı işler çıkmaması. Biz ya komedi yapıyoruz, ya da duygusala bağlıyoruz. Ha birde siyasi içerikleriyle insana tam anlamıyla çin işkencesi çektiren filmler de var ki onları hiç söylemiyorum bile. Kod Adı: K.O.Z. mesela… İzleyeniniz varsa bu filmle de alakalı hemen aşağı kısma bir yorum yapabilir.

           Türk sinemasıyla alakalı bir diğer unsur son yıllarda müzik piyasasından beyazperdeye geçmiş olan ünlü kişilikler. İşte bunun bir örneği daha karşımızda duruyor. Senaryosunu kaleme alan ve aynı zamanda yönetmen koltuğunda da gördüğümüz Özcan Deniz. Sinemaseverler, konu kulvar değiştirmiş bir yönetmen olunca filme biraz mesafeli duruyor. Kısmen önyargı olsa da, haklı oldukları yanlarda var. Fakat bu sefer Sevimli Tehlikeli’yi önyargılardan uzak, tamamen dengeli bir ölçüde, objektif bir bakış açısına sahip olarak izlemek için girdim salona ve finalde film beni ters köşe yapmadı aslında.

            Özcan Deniz’in yönetmenlik koltuğuna dördüncü oturuşu olan Sevimli Tehlikeli, bizlere her duyguyu bir arada yaşatan eğlenceli bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Deniz, senaryoyu yazarken sıradan davranmamış. Öyle anlaşılmak için seyirciyi de çok yormamış. Bir insan ömrü içerisinde kaderin bize ne gibi oyunlar oynayacağını, elitle taşra kesim arasındaki bariz farkı, aile kavramının aslında ne kadar paha biçilmez bir kavram olduğunu, aşkı, heyecanı, entrikayı, kahkahayı ve aksiyonu dengeli bir dozda ve iç içe bulabilirsiniz bu filmde. Şunu size rahatlıkla söyleyebilirim ki, yüz on üç dakika boyunca pekte sıkılmıyorsunuz izlerken. Hatta merak ediyorsunuz. Zarok ve Zeliş’in ilişkisi nasıl sonlanacak diye dakikalar dakikaları kovalıyor.

          Aslında filmi izlenilebilen bir diğer unsur ise oyunculuklar. Karakter seçimlerinde Özcan Deniz’in hakkını da yememek gerekiyor. Zeliş karakterine Ayça Ayşin Turan o kadar yakışmış ki, Ayça aynı zamanda güzellik ve tatlılık emsali olarak karşımızda duruyor. Zarok karakteriyle Şükrü Özyıldız rolünün hakkını tam anlamıyla veriyor denilebilir. Denilebilir diyorum çünkü Zarok fazla konuşmuyor. Genelde hep işin eğlencesinde ve ileriyi düşünen bir karakter değil. Anı yaşıyor yani. Hayat onun için lay lay lom gibi biraz. Zarok’un çocukluk hali için seçilen küçük oyuncumuzda gerçekten çok iyi bir seçim olmuş. Zeliş’in anne ve babası rolünde izlediğimiz Evrim Doğan ve Burçin Birben, sinemada son anlara doğru izleyicilerin gözlerinin dolmasına sebep oldu. Kötü adamlar peki? Tam bir kötü adamı oynayan Taner Turan’ı zaten hatırlayacaksınız. Necla karakterine ve o tok sesiyle kötü kadın karakteri kıyafetinin içine oturan Türkan Kılıç’ı da tebrik ediyorum.


       Film sevimli mi tehlikeli mi demiştik? Tehlikeli değil ama sevimli bir film olduğu açık. Özellikle bir aile filmi aslına bakarsanız. Bir iki sahneyi hesaba katmazsak öyle ailece izlerken sizi rahatsız edebilecek sahneler bulunmuyor. Velhasıl, arkadaşlarınızla, sevgilinizle yada ailenizle, akrabalarınızla-arkadaşlarınızla hoş vakit geçirebileceğiniz çok sıcak bir film olmuş Sevimli Tehlikeli. Şimdiden keyifli seyirler dilerim!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder